Kadı Burhaneddin, 1345 yılında Kayseri'de dünyaya gelmiştir. Oğuzlar'ın Salur Boyu'ndan gelme bir ailenin çocuğudur. Eğitimine küçük yaşlarda babasının yanında başlamıştır. daha 14 yaşlarındayken ana dili Türkçe’den başka Arap ve Fars dillerini, mantık ve hikmet gibi bilimleri, yaşından beklenmeyen bir ölçüde öğrenmiştir.
Kayseri'de gördüğü öğrenimini yeterli bulmayan Burhaneddin, önce Kahire'ye, daha sonra da Halep'e gelerek öğrenimini tamamlamıştır. Gurbet hayatı 6 yıl sürmüş, 1364 yılında babasının ölüm haberini alır almaz Kayseri'ye dönmüştür.
Kayseri'de genç yaşına rağmen babası Kadı Şemseddin Ahmed'in yerine oturmuştur. O günden sonra Kadı Burhaneddin adını almış ve Eratna Beyi Gıyaseddin Mehmed’e damat olmuştur.
Gıyaseddin Mehmed'in kısa bir süre sonra öldürülmesiyle Eratna Beyliğinin başına oğlu Alaeddin Ali Bey geçmiş, o da genç eniştesi Kadı Burhaneddin'i kendisine vezir tayin etmiştir. Kadı Burhaneddin bir yanda devlet işlerini yürütürken öte yanda okuymaya devam etmiş, kitaplar yazmış, tasavvuf ve edebiyatla uğraşmıştır.
1380 yıllarına doğru Eratna Beyi Alaeddin Ali Bey'in ölümüyle yerine 7 yaşındaki oğlu tahta çıkmış ancak bu durum sürekli karışıklıklara neden olmuştur. Kadı Burhaneddin, halkın da isteği ve ısrarı üzerine idareyi eline alarak bağımsızlığını ilân etmiş ve Sivas'ta tahta oturmuştur. Onun 18 yıllık saltanatı, yine karışıklıklar, savaşlar, iç isyanlar içinde geçmiş, böyle olduğu halde, kılıç ve kalemini aynı ustalıkla kullanmış, 1500 gazeli 119 tuyuğ ve 20 rubai’yi içine alan Türkçe koca bir divan meydana getirmiştir. Bu özelliklerinin yanı sıra, içten ve yanık bir aşk şairidir. Lirik şiirlerinde cesaret göze çarpar ve bu yönüyle de klasik şiirden ayrılır. Aşk şiirlerinin yanı sıra din ve tasavvuf ile ilgili şiirleri de vardır. Bir Türkçe divanı ile, iki Arapça yazılmış eseri bulunmaktadır.
Kadı Burhaneddin, Şeyh Müeyyed isyanı sırasında, 1398 yılında Sivas'ta şehit olmuş, ölümünden sonra kurduğu beylik dağılmıştır. |